İçerik Resmi

Kuşların Ardında Kalanlar


favorite 2 visibility 11 bookmark 0


İnsan bir gün fark eder. Duyguların eskisi gibi olmadığını, gözlerinin artık çevresine başka baktığını, kalbinin sesinin kısıldığını... Önce bu halini bir yorgunluk sanır, sonra alışkanlık, sonra da hayatın normal hali. Oysa çoktan bir şey olmuştur. Adı konmamış bir kırılma. Yaşar Kemal’in o incecik kitabında hissettirdiği gibi: Kuşlar da gitti.

Ama gitmekle kalmadı kuşlar. Onlar gidince ne varsa ardında bıraktılar: merhameti, vicdanı, şefkati, tahammülü… Birer birer çekildiler hayatlarımızdan. Kimse fark etmedi. Çünkü biz de gitmiştik aslında. Kalabalıkların ortasında yalnızlaşarak, başkasının derdini yüzümüzü buruşturarak geçiştirerek, doğaya, insana, sokaktaki bir çocuğun gözlerine bakmadan yürüyerek... Biz de çoktan düşmüştük yeryüzüne. Kuşlar gökyüzünü terk ettiğinde, biz de içimizdeki o yüksek yerden uzaklaştık.

Çocuklar vardı bir zamanlar, ellerinde küçük kafeslerle koşturup durdukları… Gözlerindeki heyecan, o özgürlüğü ellerinde tutma sevinciyle karışıktı. Kuşlar, o masum, özgürlükle dolu varlıklar, bir anda ellerde sıkışan umutlar gibi oldular. Kanatları kapanmış, cılız sesleri hapsolmuştu. Ve büyükler... O çocuklardan devraldılar o kafesleri, adeta kuşların özgürlüğü için yarışmaya başladılar. “Al bu kuşu, bırak uçsun!” diye bağırdılar. Vicdanın, merhametin, insanlığın savaşıydı bu. Ama zaman geçti, yarış sustu. Kafeslerin kapakları yavaş yavaş kapandı, ilgiler soğudu. Gökyüzü sessizliğe gömüldü, çocuklar ve büyükler gözlerini gökyüzünden kaçırdı.

Çünkü özgürlük, o kanat çırpışları artık çıkar ve değere dönüştü. Serbest olan değil, pahalıydı özgürlük. Kuşların uçuşu, içimizdeki iyiliklerin, merhametin, vicdanın uçuşu gibi kayboldu. Satıldı, değiş tokuş edildi.

Ve işte o zaman biz düştük. Kuşlar gitmedi, biz içimizdeki o yüksek yerden, umutla dolu yürekten uzaklaştık. Artık kuşları değil, kendi yitirdiğimiz insanlığımızı arıyoruz.

Kendi içimizde düşürdük o kuşları; umutlarımızı, sevgimizi, dayanışmamızı... Nasıl oldu da ellerimizle özgürlüğü tuttuk ama bırakmayı unuttuk? Neden başkasının acısına gözlerimizi kapadık, neden sevgiye yer açmak yerine duvarlar ördük?

Bir yazar “Kuşlar da gitti” dediğinde, orada sadece kuşların değil, çok daha derin bir kopuşun izleri vardır. Ama o yazar, Yaşar Kemal, insanın vicdanına ve iyiliğine olan sarsılmaz inancıyla dünyaya bakar. Ona göre insanlık kolay kolay tükenmez; içimizde hâlâ umut çiçekleri açabilir.

Kuşların özgürlüğünü kaybettiği yerde, insanın da insanlığını yitirdiği yerde bile, vicdanımız yeniden filizlenebilir. Belki de artık sormamız gereken soru şu:
 Kuşlar döner mi bilmiyorum,
ama biz, Yaşar Kemal’in inandığı gibi,
yeniden uçmayı öğrenebilir miyiz?

 

Önerilen Yazılar

Article Image

Okurun Karar Verdiği Başlık
bookmark


favorite 6 visibility 23
Article Image

Zacharius Usta - Kitap Analizi
bookmark


favorite 3 visibility 6
Article Image

MİRAS
bookmark


favorite 1 visibility 14
Article Image

Adalet Benim.
bookmark


favorite 1 visibility 30

Yorumlar