Reaktif Yaklaşımın Yerini Devretme Zamanı
Değişim sancılı bir süreçtir, ama sonu başarılar getirir.
Reaktif yaklaşım ve diğer adıyla önleyici yaklaşım, toplumun karşılaştığı herhangi bir durum veya olay karşısında geleneksel tepkilerin verildiği bir psikoloji bilimi içerisinde yerini almış bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır.
Bu yaklaşım üzerinde çeşitli araştırmalar yapılırken dikkatle incelenmesi gereken en önemli nokta; kazalar ve sistem bozukluklarıdır. Yaklaşımın odak noktası, olayın bitmesinin ardından inceleme, analiz etme ve bitmiş bir olayın ardından düzen getirme veya düzen getirmesi için sunulan fikirlerdir. Toplumumuzda bilinçli veya bilinçsiz bir biçimde gelenekselleşmiş bir hâl alan reaktif-önleyici yaklaşım; toplumsal açıdan özetlenecek olursa, özellikle kazalar, meslek hastalıkları, yaralanmalar, şiddet, cinayet gibi olayların yaşanmasından sonra iyileştirme yolunda atılacak adımların belirlenmesi ve önlemlerin süreç tamamlandıktan sonra emsal teşkil edecek şekilde alınmasıdır.
Reaktif iletişim, yaşanan olaylara tepki vermek, çözüm aramak, sonuç bulmak ve önleyici planlar değil, sonucun bilgisine dayalı olarak oluşan plan üzerinden şekil almaktadır. Var olan, yaşanmış sorunlar üzerinden verilecek tepkiler doğrultusunda kendisini ortaya çıkarmaktadır. İş hayatı içerisinde de kendisine yer bulan reaktif yaklaşım ile özellikle profesyonel hayatta çok sık karşılaşmaktayız. Kurumun önceden kestiremediği bir durum ya da olay ile karşı karşıya kaldıktan sonra araştırarak buldukları çözümlerin genelini kapsamaktadır. Reaktif olanlar, olası durum ve sorunlar karşısında çözüm odaklı düşünüp hareket etmek yerine; sorunların başkasından kaynaklandığına inanarak çözümleri karşı taraftan beklemektedirler. Kısaca belirtmek gerekirse; iş dünyası reaktif yaklaşımı önemsememektedir.
Olacakları önceden kestirmek güçtür, ama olasılıklar üzerine kurulan bir yaşamda olaylar karşımıza gelmeden bilgilenme ve yönlendirme reaktif yaklaşıma uygun bir çözüm değildir. Durumların ve sorunların etkisinden kurtulduktan sonra olası senaryolar üzerine çalışmak, tepki verme aracıdır. Reaktif yaklaşım ve iletişim, olaylar yaşandığı için hazırlıksız yakalanarak tehlike altına giren durumları koruyacak yöntem ve yaklaşımları belirlerken, farklı kitlelerle bu kitlelere uygun iletişime geçmeye çalışmaktadır. Var olan düzenin ilerleme ve sürekliliği açısından bakıldığında önleyici yaklaşım, geleneksel bir tutum gösterdiği için kolay olduğundan dolayı ardına saklanılan bir yaklaşımdır. Reaktif yaklaşım sergileyenler, kendi düzenleri içerisinde genelde çevreden gelen durumlardan ve faktörlerden çok fazla etkilenmektedirler. Olayların içerisine dâhil olmadan, kendi bilgileri dışında oluştuğuna inanmaktadırlar. Yaşadıkları veya şahit oldukları her olumsuz durum için kontrolün kendi ellerinde olmasına yaklaşmazlar ve çözümleri karşı taraftan beklerler.
Alışılagelmiş geleneksel yapılardan sıyrılmayı başarmış belirli kurumlar ve toplumlar, önleyici yaklaşım felsefesinden uzun zaman önce kopmuşlardır. Modern çağa baktığımızda, insan gücü alımında bile yapılan mülakatlar neticesinde bu yaklaşımın ardında kalan insanlara ihtiyaç duyulmadığı gözlemlenmiştir. Var olan süreci bu düşünce tarzı ile ilerletmeyi başarmış olsalar bile, değişen dünya ve yenilikçi bakış açılarıyla farklı düşünce yapısına sahip toplumlar ve kurumların seçmek istediği insan gücü daha fazla dikkat çekmektedir. Kişilerin dayandığı, öğrendikleri temel kavram ve yöntemlerden kendilerini çıkarmaları kolay bir süreç olmamaktadır. Bu kalıpları yıkabilen insan, gelecek için farklı bir bakış açısı ile ilerleyebilmektedir.
Farklı toplum yapıları ve farklı hedef kitlelerle reaktif iletişim güç boyutlarda kurulmakta ve uygulaması zor bir yapıdır. Olası durumların önüne geçmek ve sürekli ilerlemek için günümüz toplumunda engel teşkil eden ve ilerlemeyi yavaşlatan bu öğrenilmiş yaklaşımın bırakılarak yerine hızlı fikir ve çözümler üretmeyi kimliğinde barındıran, olay içerisinde veya başlamadan öngörü ile hareket ederek müdahale edebilen bir güç, bu geleneksel yaklaşımın yerini hızlı bir şekilde almaktadır. Bazı kalıpların yıkılarak yenileri ile yer değiştirmesi; iyileştirmek ve ilerlemek için kaçınılmaz bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yorumlar
Faydalandığınız bir kitap var mıdır, varsa okumak isterim çok ilgimi çekti
Merhabalar, kusura bakmayın lütfen yeni gördüm. elimdeki kitapları sizinle paylaşayım. Çok teşekkür ederim. :)
Tekrardan merhabalar, iyi akşamlar dilerim. kitapları sizinle paylaşıyorum. psikoloji ve felsefe Carl Gustav Jung, https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK355364/, Buzdağımız Eriyor: Her Koşulda Değişmek ve Başarılı Olmak, John Kotter ve Holger Rathgeber, Değişim: Değişim Zor Olduğunda Şeyleri Nasıl Değiştirirsiniz? Chip Heath ve Dan Heath
Çok çok teşekkür ediyorum, hepsine bakacağım🙏
Ben teşekkür ederim. :)