İçerik Resmi

Kahve Kokusu


favorite 1 visibility 5 bookmark 0


Tanıdık bir kokuydu etrafımı saran. Geçmişten bir sürü anının canlandığı bir koku. İçime çektikçe gözlerimi dolduran ve ruhumu özlemle sarmalayan bir kokuydu.

Gözlerimi kapadığımda o özlem dolu anılar canlandı bir anda…

Deniz kenarında karşılaşmıştı gözlerimiz. Mavinin en derini ve kahverenginin en koyusu dans ediyordu etrafımızda, melodik gelen koku ise kahve kokusuydu. Taze çekilmiş, kahve kokusu etrafımızı sarmış kemanını çalıyordu. İkimizde ne olduğunu anlayamadan kokunun ve dansın esiri olmuştuk. 

Ne zaman aklıma gelsen mutlaka bir kahve yapardım kendime. Bu kahve çıkan dumanında senin hayalini bana getirirdi. Havaya doğru süzülen dumanda senin siluetin canlanırdı. O sırada birbirimizi düşünürdük ve bilirdim sende beni özlediğin zaman mutlaka kahve yapardın. 

İkimizin kahve kokuları sokakları ve ağaçları aşarak birbirileriyle buluşur hasret giderirdi. Bizde de özlem ağır bastığı zaman o küçük kahve dükkânında buluşurduk. Ellerimiz birbirine kenetli saatlerce gözlerimizin içine bakardık. Fincanlarımızda yavaş yavaş soğuyan kahveler de buluşmanın verdiği mutlulukla dumanlarını birbirilerine dolardı ve gelecek günlerimizin hayallerini dinlerlerdi. İki kahve arasında ve o küçük kahve dükkânının kokusunda yaşamıştık bir aşkı seninle. 

İkimizde sade kahve severdik. Arada bir sen yüzünü buruştururdun,  ama yine de içerdin. Ben senin bu halinden çok memnun kalırdım ve gülümserdim. 

 Sonra kokular bir anda azalmaya başladı. Ben seninle gelecek en güzel zamanların hayali altında sevginin en derinlerinde yüzdüğümü zannederken senin fırtınaların yüksek dalgalarla beni boğmaya başlamıştı. Çaresizce kahve kokusunu aramaya başlamıştım. Belki bir mucize olur da o koku yeniden bizi bir araya getirir diye bekliyordum. 

Sen önce “sade kahve sevmiyorum dedin süt ekledin.” Beni kırmamak için içtiğini söyledin. Oysaki sadece kahvenin tadının olmadığını bana anlatabilirdin. Farklılıklar bizi belki de daha güçlü bir arada tutabilirdi. 

Daha sonra “ben şekersiz kahve içmem” dedin. Farklı tatlar aradığını o zaman anlamaya başlamıştım. Önce iki şeker attın daha sonra üç daha sonra dört… Yeni tatların merakı sende asla bitmedi. Ben çaresizce bizi eski halimize getirecek kokuyu arıyordum.

Ve bir gün geldi sen “ben kahve sevmem” dedin… Farklı tatlar da seni memnun etmemişti anlaşılan, farklı deneyimlerin peşinden koşmak istemiştin…

Ve o aşk dolu kahve kokusu yavaş yavaş, sokağımdan, şehrimden ve kalbimden gitmeye başlamıştı tıpkı senin gibi.

Kalbimin en derinlerinden farklı bir koku gelmeye başlamıştı. Yoğun bir toprak kokusu, o zaman anladım ki bu aşkı yüreğimdeki toprağa gömme zamanı gelmişti.

Biz seninle sadece iki kahve arasında kalmıştık ve kahve soğudu, aşk bitti. 

Bir varmış bir yokmuş,

Bu kelime aslında kahve kokusunda yaşanan masalın girişi gibi olsa da hayatın kendisini anlatıyor.

Aşk yedi kelime kadardı…

Bir varmış bir yokmuş ve kahve soğumuş

Önerilen Yazılar

Article Image

Harp, Yürek ve Beyaz Tavşan
bookmark


favorite 2 visibility 6
Article Image

Beyaz Gemi Kitap Değerlendirmesi
bookmark


favorite 2 visibility 13
Article Image

Beni Bana Bırakıp Git
bookmark


favorite 2 visibility 7
Article Image

Yörüngedeki Gölgeler
bookmark


favorite 1 visibility 14

Yorumlar