İçerik Resmi

Beyaz Gemi Kitap Değerlendirmesi


favorite 2 visibility 13 bookmark 0


          İnsanoğlu fıtratı gereği merak eder. Gerek maziye gerek atiye duyulan bu merak duygusu, öğrenme ve öğretme kabiliyetlerini açığa çıkarır. İnsan merak duygusuna yenik düştüğünde ise sorularına cevap bulabilmek amacıyla uzak diyarlara keşfe çıkar. Bu uzak diyarların kimi, sözlü ve yazılı kaynaklardır. Bu kaynaklar, insanlığa geçmişten bugüne aktarılan bilgi birikiminin anahtarıdır. Tarih boyunca kayıt altına alına bilgilerin gelecek nesillere ulaşmasını sağlayan yazılı kaynaklar sayesinde insanlar, dünyaya ve kendilerine dair daha derin bir anlayış becerisine sahip olur. Bu kaynaklardan bazıları geçmiş                                    hakkındadır; ortak mirasımız olan bilgiyi ölümsüzleştirmemize olanak sağlar. Bu kaynaklar bize sadece bilgi vermez. Olaylara daha geniş pencerelerden bakabilmemize ve fikir dünyamızın genişlemesine de olanak sağlar.
          Bazı yazılı kaynaklar geleceği konu edinir. Kişi bu dünyadan göçüp gittikten sonra dünyanın ahvalinin nasıl olacağını bilmez. Bu eserler de, öngörü ve teorilerle kişinin merakının yatışmasını ya da harlanmasını sağlar. İnsanlığını yitirmeye, yozlaşmaya yüz tutmuş bir toplumu değişime ve girmekte olduğu bu bozuk yoldan dönmeye ikna edebilmek için geleceğe değinen kaynaklara ihtiyacımız vardır.
          Kimi eserler ise “bugün” hakkındadır. İnsanın kapkara, dumanlı zihinler arasında ıstırap çekmesine izin vermez. Onu bir mücevher gibi parlatır ve o siyah dumanlar arasında kendini fark etmesine imkân sağlar.
          Cengiz Aytmatov’un ölümsüz eseri Beyaz Gemi, aynı anda dün, bugün ve yarını ilgilendiren güçlü bir anlatıma sahip, insan olmanın temellerini mercek altına alan bir romandır. Bu nadide e sere sadece bir kitap gözüyle bakmak, Cengiz Aytmatov gibi kıymetli bir yazara haksızlık etmek olur. Çünkü bu eser yavan bir kitaptan ziyade, çocukluğun masumiyetiyle yoğurulmuş, evrensel değerlerle insanlığın yüreğine dokunan bir destandır. Kuru bir öyküden oluşmayan bu yapıtta yazar, alegorik anlatımıyla okuyucuyu kitabın içine sürükler ve böylece alışagelmiş biçimde anlatıldığında çoğu insanda bir tesir bırakmayan bazı hususlar, anlayarak okuyan herkesi derinden etkiler.
          Romanın kahramanı olan çocuk, iç dünyasının zenginliğiyle ve hayata karşı duyduğu merakla okuyanı büyüler. Dış dünyayla ve çevresindekilerle kurduğu ilişkiler ile masumiyetin ve saflığın timsalidir. Simgesel anlamda hayattaki yeri ise herkes olabilir. Kitabı okuyan herkes, olayları çocuğun penceresinden görebilir ve kendini onun yerine koyabilir. Bu durumda çocuk, insanlıktır.
          Kendi ülkesinde zor şartlar altında yaşayan Kırgız halkı tutunacak bir dal aramaktadır. Çocuğun umudu ise bir gün babasının gelip onu beyaz gemiyle uzaklara, özgürlüğe götüreceği hayalidir. 
          Kasvetli dünyanın prangaları arasında çaresizce kısılıp kalmış insanlar, tıpkı çocuğun beyaz gemiye ve yaşadığından emin bile olmadığı babasına umut bağlaması gibi, akıbetinin ne olacağını bilmesine rağmen bir pamuk ipliğine sımsıkı sarılabilir.
           
          Çocuğu yetiştiren ve ona sahip çıkan dedesi Mümin, adı gibi inançlı bir insandır. Yardımseverdir, muhtaç olana el uzatmaktan çekinmez. Onu tanıyan herkes sever. Baskıcı rejime boyun eğmemiş, geleneklerine ve özüne sahip çıkmıştır. Yaşadıkları bölgede, Kırgız halkına geleneklerini, geçmişini ve özünü unutturarak onları asimile etmeye çalışan yönetimin baskıcı politikalarından bunalmış, bir umut ve kaçış yolu arayan Kırgız halkını temsil etmektedir. 
          Eserde; özünü ve örflerini kaybetmeye sesini çıkarmamış, baskıcı yönetimin kölesi olmuş, yozlaşmış Orozkul; yitik ve hayatını bir hiç uğruna yaşayan karanlık bir insan olarak tasvir edilmiştir. Geleneklerinden bihaber, sorumsuzca yaşayıp gitmektedir.
          Bu geleneklerden biri Maral Ana efsanesidir. Kırgızlar, soylarının geldiğine inandığı bu efsanevi dişi geyiğin kutsallığına bağlılıkla inanmaktadırlar. Mümin dedenin, geleneklerini unutup bir geyiği avladıktan sonra kendinin de aynı şekilde ölmesiyle; Kırgız halkının kendi örflerini, adetlerini ve özünü unuttuğunda, benliğini kaybettiğinde artık yok olmaya mahkûm olduğu anlatılmaktadır. Çünkü işte o zaman, ortada karanlık ve dumanlı zihinlerden başka hiçbir şey kalmaz, beyaz gemi bir daha görünmez.
          Beyaz Gemi yalnızca bir kitap değil, aynı zamanda insanın kendi ruhunun derinlerine inip insan olmanın gerçek manasını sorguladığı bir yolculuktur. Bu yolculuk, okuyanın kendini ve iç dünyasını keşfetmesini, gecenin karanlığını bölen bir yıldız gibi parlayan benliğini ortaya çıkarmasını sağlar. Her Türk genci bu yola çıkmalı ve Beyaz Gemi’nin büyüleyici dünyasını görmelidir.
Zeynep Hilal Palabıyık
İnstagram: hilalbutwitch

Önerilen Yazılar

Article Image

Lanetli Apartman
bookmark


favorite 1 visibility 6
Article Image

PARAMPARÇA;Asi ve Aşık
bookmark


favorite 1 visibility 7
Article Image

Mutlu Çocukluğu
bookmark


favorite 1 visibility 4
Article Image

Kırmızı Açlık
bookmark


favorite 2 visibility 35

Yorumlar