Yörüngemizden şaştığımız dönemler olur. Öylece sessizce uzaklaşılır ki bir anda değil, adım adım gelişir. Yolda yürürken farkına dahi varılmadan çok süre geçer. İnsanın kendisine vardığı yolculukta çok sokaklardan geçilir. Yürülen her sokak, insanı bilinçaltının geçitlerine ulaştırır. Konakladığımız her bir ben, bizi bize anlatır.
Gör beni? Ben buradayım? Bak sen aslında busun? Bakıyor musun? Bugün farkettin mi beni?
Aslında bu yanını bilmiyordun hadi itiraf et! Kendini bu özelliklerinle de seviyor musun?
Durmak bilmeyen sorular içinde kendi benliklerimizle boğuşuruz. Peki ya her bir farkındalık, bizi bize yakınlaştırır mı? Kişinin kendinde derinleşmesi vardır, o kadar ilerler ki insan.. peki sonunda ne mi olur? Bilinmeyen ve kayıp parçalarına o kadar odaklanır ki merkezini unutur. Merkezde bir ben vardı ona ne oldu? Sessiz fakat sinsice geçen sürede, benliklerimizle vakit geçirirken merkezde olan ben unutulur. Bir yöne o kadar odaklanırız ki artık alarmlar susmaz olur. Parçalarımızdan biri elimizde kalarak benliğin merkezinden haber verir.
Neden bu parçam artık aksi yönde seyrediyor? Aydınlık benliğim neden gölgeye düştü? Bu yanım başta iyiydi neden şimdi olumsuz hissediyorum?
İnsan kendi yolculuğunda ilerleyişinden şunu öğrenir:
Kendini onarırken bile kendini bir yerden yaralıyor olabilirsin ve kendine vakit ayırdığını sanarken aslında ihmal ediyor olabilirsin. Kendini gördüğünü sanarken aslında bütününe odaklanmıyor olabilirsin. Ve seni sen yapan benlerinin dünyasına o kadar dalmış olabilirsin ki merkezdeki seni unutmuş olabilirsin.
Artık farkettiğine göre merkezine tekrardan hoş geldin...
Yorumlar