İçerik Resmi

Uyanışın Karanlık Şövalyesi


favorite 3 visibility 7 bookmark 1


HERAKLEİTOS DELİ Mİ? YOKSA UYANIŞIN KARANLIK ŞÖVALYESİ Mİ?

Kendi dönemine imzasını atarak günümüze kadar düşünceleriyle yaşamayı başarmış ünlü filozof Karanlık Herakleitos, ortaya attığı fikir ve düşüncelerini anlaşılır ve sade bir dil ile değil, beyin süreçlerini çalıştıran, okuyucunun aktif olarak düşünüp yorum yapmasına yardımcı olarak gerçekliği kelimelerin gizli anlamları arasında bulmasını sağladığı için “Karanlık” unvanını kazanmıştır. Belki de o, karanlıklar içinde yol gösteren bir fenerdir. Gerçeklerin bu kadar acımasızca yüzlerine vurulmasından ötürü ve söylediği kelimelerin gerçeklikle örtüşmediği düşüncesiyle kendisine deli diyenler de olmuştur. 

Peki, Herakleitos bir deli olduğu için mi günümüze kadar kendisini getirdi? Yoksa ortaya attığı düşünce ve yorumlarının derinliklerinde yatan gerçekleri insanların merak etmesinden mi hâlâ kendisi aramızda dolaşıyor? Dayatılan sistemlere karşı gelmesiyle, atışmaları ve sataşmaları yüzünden inziva dönemine çekilerek kendisini insanlardan soyutlayan bir filozof oldu. Yaşadığı toplum ile birlikte kendini tanıma yolunda rehber olan önemli sözleri; insanların karanlığın arkasında duran gerçeklerle yüzleşmesine, anlamlandırmasına ve yorumlamasına yardımcı olan enstrümanlardır. İnsan tüm doğrulara ve gerçekliğe ulaşacak beceri ve güçtedir. 

“Kendimizi Arıyoruz.”

Doğayı kocaman bir kitap olarak isimlendiren Herakleitos; bu kitabı ancak ve ancak alfabesini bilenlerin okuyup anlayacağını söylemiştir. Bu alfabeyi keşfetmek için nereden başlamak gerekir diye soracak olursak “kendini tanıma yolculuğunda keşfedebiliriz” cevabı aklımızda belirmeye başlayacaktır. Felsefe tarihinde ve son zamanlarda moda olan sosyal medya alanlarında sıkça kullanılan bu meşhur sözü masaya yatırıp incelemek istediğimizde kelimelerden bize yansıyan simamızı, yeni bir benliği, yeni kimliğimizi yakalamayı öğrenmeye başlıyoruz. Peki! Gerçekten buna hazır kaç insan var aramızda? Güvenli alandan çıkmak, değişime direnmek, insanların ürktüğü bir durumdur. 

Kendini tanıma yolunda sana gösterilen yansıman mı gerçek olan, yoksa dışarıda yansıttığın sen mi? Hangisi ile yaşamına devam edeceksin? Günlük hayatına etki amaçlı olan kendini yansıtan bir argümanda izlerken gerçekten seni anlatan bakışlarınla inceledin mi? Eski sen ile yeni sen arasında olan farklılık ve değişimin farkında mısın? Anda yaşayan sen ile bu zamana kadar birçok yoldan geçen sen arasındaki farkı çok net görebiliyorsan, değişimden korkmadan ilerleyen bir insansın demektir. Değişim ve döngüye inanıyorsan sen de bir LOGOS musun?

Bu sözü cebimizde taşımak istersek; ne yaşamış olursan ol, hayat seni hangi yöne atmış olursa olsun, yürüdüğün yollarda duran engeller yol haritanı değiştirmiş olsa da sen yine farklı bir yoldan hedefine ulaşmaya çalış. Değişimin sürekliliği içinde insanoğlu sabit kalmadığı gibi karşısına çıkan sorunlar, dertler, şanslar, fırsatlar ve imkânlar da sabit değildir. Evren dediğimiz dev fanusta her şey sürekli bir değişim ve yenilenme isteği içerisindedir. Değişimden korkmadan, farklı yolları keşfederek, bu yenilenmeyi keşfetmekten vazgeçmemek gerekmektedir. Değişim bizi sürekli olarak dinç ve taze tutar. Fikirlerin değişmesi, hayatların yenilenmesi ile hepimiz yeni bir kimliğimizle tanışma ihtiyacı hissetmeye başlayacağız. Bu değişim, bir nevi iç dünyanın keşfi, cesaret etmek, sorgulamak ve arkaya bakmadan ilerlemekle başlar. Çetin bir sınav olduğu gerçeğini gözden kaçırmamak lazımdır. Zaten üstat da bu değişimde birtakım sancılı süreçlerin olması gerektiğini ve bu sancıların insanları değiştirdiğini, pişirdiğini, söyledikleri ve savundukları ile bizlerle tanıştırıyor. 

Yaşamın döngüsünde kendini aşamayan ve yenilemeyen bir canlı, hızlı dönen girdapta sürüklenmeye ve savrulmaya devam edecektir. Savrulmadan gerçek bir LOGOS olmak istersek cesareti ve değişimi kabul etmemiz gerekir. Yaşamın alfabesini ancak ve ancak bu yolda çözebiliriz.

Dengeli yaşam sistemi içinde en şanslı varlık biz insanoğluyuz. Verilenlerin ve istenilenlerin farkında yaşamak, varoluşun cesaretiyle adımları atmak, güçlü argümanlarla donatılmış bir orkestra şefi olan beynimizle kendimizi yönetmek ve ilerletmek, dengeyi sağlayarak daha farklı, değişken ve sürekli yenilenen hayatta arka planda kalmadan değişime katılarak nefes almaya devam etmek daha anlamlı olacaktır. 

Değişime uğrayan kimliklerle şimdi şu soruyu yeniden sormak lazım: HERAKLEİTOS DELİ MİYDİ? YOKSA UYANIŞIN KARANLIK ŞÖVALYESİ Mİ? KARANLIK SENİ DE AYDINLATTI MI?

Önerilen Yazılar

Article Image

Nedensiz de Sevilir
bookmark


favorite 2 visibility 3
Article Image

veda
bookmark


favorite 2 visibility 10
Article Image

YAŞLI ZAMPARANIN İTİRAFLARI
bookmark


favorite 0 visibility 30
Article Image

Üçü Bir Arada
bookmark


favorite 4 visibility 5

Yorumlar

Rima 2025-04-18 21:21

Bu durumda hepimiz deli birer uyanışın karanlık şövalyesi olmaz mıyız? Yazdığınız yazılar sanki içimizde yaşadığımız tüm gelgitlerin bize anlaşılır bir yansıması gibi, çok teşekkürler