İçerik Resmi

Zihnimizin Sahne Arkası


favorite 1 visibility 6 bookmark 0



SÜRREALİZM VE ZİHNİN GÜCÜ

Gerçeklerin etkenlerinden uzaklaşarak, mutluluk oyunları oynadığımız hayal âlemimiz üzerinde, zihnimizde canlandırdığımız, özgürce müdahale etme imkânı bulduğumuz, tüm duygularımızı yaşadığımız zihnimizin ardında yatan bu senaryolar gerçeğe nasıl dönüşür?  

Bir resimde, bir yazıda veya bir notada hayata geçen zihin senaryolarını herkese göstermek, var olduğumuzun belki de en önemli kanıtlarından birisidir. Profesyonel bir biçimde tüm istek ve duyguları devasa bir akım içerisinde kullanarak insanlara aktarmak, dilimizin söyleyemediklerini zihnimizin mürekkebinde sunmak, anlamak ve anlaşılmak duygusal ihtiyaçların başında gelmektedir.  

İki ana kavramın bir araya geldiği bu makalede öncelikle zihinsel olaylar, işlevler, özellikler ve bilincin incelendiği zihin felsefesinin varoluş tarafını ve sürrealizm kuramını bir araya getirerek farklı bir yorum ve bakış açısının üzerimizdeki etkilerine değinelim.  

Sürrealizm akımı ile birlikte sanatın kendisini bulduğu yüz yılından itibaren tüm duygu, düşünce ve isteklerimiz için mesaj gönderici ve zihnimizi yönlendirici çalışmalar ortaya çıkmıştır. Bilincin çekmecesi görevi gören sürrealizm akımı, gerçeküstücülük olarak da bilinmektedir. Bu akım, bilinç ile bilinç dışını bir araya getiren oldukça geniş bir yelpazeye sahip bir akımdır. Duygusal, zihinsel ve ruhsal tüm ihtiyaçlar kendisine rehberlik ederek yol göstermektedir. Gerçeküstücülük akımı, şiir, düz yazı ve resim gibi çeşitli sanat kollarında sürekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Kuramsal tanımının dışında zihin ile entegre etmeye başladığımızda aslında her bir zihnin bu kuram içerisinde şekil aldığını belirtebiliriz.  

Monoton ve kalıplaşmış hayatların içerisinde birey, özgür olarak kendisini mutlu edecek olay ve aktivitelerden gittikçe uzaklaşmakta ve meta dünya içerisinde sadece maddesel olarak hareket etmektedir. Kendisini var eden özellikleri ve duyguları genel olarak arka planda kalmaya başlamıştır. Şekil olarak maddeci bir varlığın gücünü etrafa hissettirebiliyoruz; ancak manevi olarak zihnimizden geçenleri, hislerimizi ve manevi doyum aşamalarımızı sürekli olarak gizliyoruz. Bu duygu sıkışması da bizi gerçeküstü olduğuna inandığımız hayallerimizi, beklentilerimizi, söylemek isteyip söylemediklerimizi belirli sanat dallarının içerisinde canlandırmaya teşvik ediyor.  

Canlandırdıklarımız, zihnimizin bizlere gösterdiği bir oyun mu yoksa gerçekten olmasına imkân bulunan gerçekliklerin ta kendisi mi? Gerçeküstücülük olmaktan çıkarak kâğıtlara dökülen her bir cümle evrende dolaşarak vücut bulmaya başlar mı? Yoksa hayal gücünün ürünü olarak sadece bir sayfa üzerinde okunmayı mı bekler?  

Dil felsefesi ile bir arada anılan zihin felsefesinin bir aşamasını ve sürrealizm felsefesinin küçük bir argümanını farklı bakış açısıyla yorumlamak ve anlamlandırmak, zihnimizin sahne arkasını özgürce ortaya çıkarmak yolculuğun ilk adımıdır.

Zihninizi ve gücünüzü ortaya çıkarın… 

Önerilen Yazılar

Article Image

UZANAN BİR EL
bookmark


favorite 2 visibility 4
Article Image

TUT (MA) ZAMANI
bookmark


favorite 4 visibility 7
Article Image

AYAKKABI TAMİRCİSİ
bookmark


favorite 1 visibility 6
Article Image

Olmalı Böyle Günler
bookmark


favorite 2 visibility 14

Yorumlar