İçerik Resmi

İşgal Altındayız


favorite 0 visibility 0 bookmark 0



Türk siyasetinin rezaletini gün geçtikçe daha iyi anlıyoruz. Kimlerle kimler aynı masada! Peki siyasetçilerin kimliği bizim gördüğümüz gibi mi? Tabi ki değil. Başta kürsülerde birbirlerini yerler, sonra el sıkışırlar. İşte siyaset böyle ikiyüzlüdür. Halkı aptal yerine koyarlar, üzerlerinden oyun oynarlar. Peki eskiden liyakatiyle ve terbiyesiyle olan siyaseti bugün ne bu duruma getirdi? Siyasetçilerin olduğu gibi gözükmemesi. Devlet Bahçeli'nin milliyetçilik ve vatanseverlik adı altında menfaatleri için teröristlerle iş birliği yapması, Dem Parti'nin halkçılık ve hümanizm adı altında Türkiye'yi ve Türk milletini tehdit eden bir kurum olması ve teröriste "sayın" diye etmesi. İşin enteresan gelen tarafı bunu Devlet Bahçeli de söyledi.

Siyasetçileri ve siyaseti kayrılmasının nedeninde dış güçlerin de etkisi var. Amerikan istihbarat raporlarında Türkiye tahminleri vardır ki, bu zaten Amerika'nın hedefidir:


“...Türkiye önümüzdeki 15 yılda islamcı ve milliyetçi çizgilerin birleştiği bir politika izleyecektir...Bu eğilimler daha da güçlenecektir... Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği konusunda karamsarlık artmaktadır... Böyle bir olasılıkta da, öngörülen İslamcı ve Milliyetçi akımlar daha da güçlenecektir...


Amerika emperyalisttir. Emperyalizm dinciliği kullanır. Başımızdakiler bu yüzden her işe girerken Bismillah çekerek işe girerler, dindar olduklarından değil. Halkı din ayağına kandırıp emperyal isteklere kucak açıyorlar. Din,emperyal güçlerin tarih boyunca silahı oldu. Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk için de, Kurt Ziemke şu cümleleri kullandı:


"Yapılması gereken Atatürk’ün hem din hemde Kürt düşmanı olduğu fikrini yaymaktır."


Bugün Atatürk'ü Kürt düşmanı ilan eden insanlar, genellikle Dersim Harekatı'nı silah olarak kullanırlar. Harekat, gerici isyana karşı yapıldı. Kürt halkına karşı değil. Bugün Cumhurbaşkanı, Dersim dramını (!) kulllanarak emperyal güçlerin istediği gibi bir hareket izliyor. İşte böyle bir şey söz konusuysa Türk siyasetinin bağımsızlığı bozulmuş, emperyalistlerin istediği yolu benimseyecek sistem ülkeyi esir almıştır ki, bunu da vatanperver ve dindar (!) siyasetçiler aracığıyla yapmıştır. Kaleyi içten fethettiler, diyebiliriz.

Bakalım başka başka ne diyorlar ve bizim millî siyasetçiler ne yapıyor?!

S.Huntington: "Türkiye Atatürk’ün mirasını reddetmelidir.


Evet, başta iktidarın arından da muhalefetin izlediği politika da budur! İktidar ve onun takipçileri emperyal sistemin bir isteğine daha tarihi çarpıtarak, Atatürk'ü gözden düşürmeye çalışarak destek oldular. Muhalefetin ise Atatürk'ün arkasına sığınarak yapmadıkları kalmadı. Bu da Atatürk'ün mirasını reddetmek demektir.

P.Henze:  "Atatürkçülük öldü nurcular ileri."

Said-i Nursî zannedildiği hür adam değildir, evliya da değildir! Sahtekarın önde gidenidir! Atatürk'e deccal ve süfyan diyen bir hadsizdir![1] ABD ve DP'nin etkisindedir, sansürcüdür. Aynı zamanda FETÖ'nin fikir babasıdır. İşte bu yüzden nurcuların iieri gitmesini isterler.

G. Fuller:  "Kemalizme son verin Osmanlıyla övünün."


Övünelecek Osmanlı, Fâtih'in devridir. Hakiki bir vatansever, Osmanlı'nın başına gelenlerin Cumhuriyetin başına gelmemesi için eleştirilmesi gereken yerde Osmanlı'nın hatalarını eleştirir. Biz Osmanlı'yı severiz ama Cumhuriyetle övünürüz. Fuller'in buradaki amacı başka! Diyor ki, son dönem emperyallerin eline düşen Osmanlı'yla övünün ki, sömürgemiz olsun. Kemalizme son verin de aranızda aklını kullanan çıkmasın! Sözde ifade edilen şey budur. 

İşte bazı politikacıların akıl hocaları bunlardır!


Türkiye hâlâ 12 Eylül’ün sızıntıları çekmektedir. Benim çevremde dahil bu darbenin sağ-sol olaylarını kestiğini, eğer müdahale olmasaydı Türkiye’nin bölüneceği ezberini savunurlar. Evet! Sağ-sol olayları durdu ama bu olaylar nasıl başladı, 24 Ocak kararlarının konumu ne idi? Bunlar çok uzun ama cevabı açık konulardır. Şimdi bu sosyal medya üzerinden bir oyun oynanıyor. Kendilerine “Kemalist” diyen ama aslında gerçek bağımsızlıkçı Kemalizm ile alakası olmayan zavallılar, bazı tarihi gerçekliği altüst eden videolar paylaşmaktadırlar. Bunların arasında 12 Eylül’ü ve Kenan Evren’i “kahraman” gibi gösteren gönderiler de mevcuttur. İşte bu “sümüklü” grup hem Atatürk’e hem de Cumhuriyete en büyük terbiyesizliği yapmaktadırlar. Yine bir ezberleri daha var: “Darbe öncesi 12-13 hükümet değişti!” İyi de darbe sonrası gelen hükümetlere ne demeli? Hepsi ABD’ye kucak açmıştır. Bu 80 darbesiyle pat diye olan bir iş değildir. Adnan Menderes'e kadar dayanır bu uşaklık. Amerika’nın ve emperyalistlerin  hizmetine Türkiye’yi nasıl soktuklarını anlatmaya çalıştım. Bugün bir devlet kendi egemenliği kaybetmişse, o zaman ağzı laf yapan ve iş yapmayan poliitikacıları bir kenara atarak yeni alternatifler düşünülmelidir. Meclis'e bunların değil, bilim insanlarının girmesi gerek.

------------------------------------------------------------
[1] Neda Armaner, İslam Dininden Ayrılan Cereyanlar, s. 34'ten aktaran; Sinan Meydan, Cumhuriyet Tarihi Yalanları 2, 2016, s. 537.

Önerilen Yazılar

Article Image

Kırım Hanlığı: Diplomaside Denge Sanatı


favorite 0 visibility 12 bookmark
Article Image

Cumhuriyet Nasıl Yönetilir?


favorite 0 visibility 3 bookmark
Article Image

Kayıp Nesil


favorite 0 visibility 2 bookmark
Article Image

İZNİK'TEKİ GÖLGE MECLİS, MS 325


favorite 0 visibility 15 bookmark

Yorumlar