Ham Öykü - 2 : Sabah
Eyvah, alarmı duymamışım! Enstitüye geç kalacağım. Alelacele dışımdaki eşofmandan, içimdeki deliden sıyrılıyorum. Dışım resmi bir kıyafete bürünüyor, içime aklı başında bir hanımefendi yerleşiyor. Saate bakıyorum, otobüsün gelmesine on dakika var. Evden çıkıyorum. Apartmandan çıkmak üzereyken anahtarımı etajerin üstünde unuttuğumu fark ediyorum. Geri dönüp kapıyı çalıyorum, açan yok. Zil sesi kardeşimin uykusunun derinliklerine nüfuz edemiyor. Telefon ediyorum, şükür ki cevap veriyor "Ne var?" diyor. "Anahtarımı unuttum." diyorum. Kapıyı açıp "Yine mi?" diyor yüzünü memnuniyetsizlikle ekşiterek. Anahtarı alıyorum, ama otobüs çoktan gitmiş oluyor. "Şey..." diyorum yalandan yalvaran bir sesle. "Tamam tamam demagoji yapma, yetişemeyeceksin değil mi? Ben bırakırım seni." diyor. Yarım saat sonra enstitüye varıyoruz. Vedalaşıyoruz. Kardeşimin gözden kaybolmasını beklerken yarım saate sığdırdığımız, buz gibi olmalarına rağmen gülmekten kırıldığımız esprilerden birini hatırlayıp tekrar gülüyorum. Bir süre sonra gözden ırak olsa da gönülden ırak olmayan küçük hanımın kalbimdeki varlığıyla binaya yöneliyorum..
Yorumlar