İçerik Resmi

Zengin Çocuğu - Can


Yazar Asi
favorite 0 visibility 3 bookmark 0




Selam millet, yine ben! yine karşınızdayım… zengin çocuğu Can ile.
Evet evet yanlış duymadınız; bu sefer ki kahramanımız, doğuştan “fabrikator edition” olarak gelen, büyüyünce de abisiyle şirketi devralıp jet hızıyla başarıya koşturan biri. Sabah 05:00’de güne başlayıp akşam 20:00’de kapanış yapan, disiplin timsali bir adam düşünün… İşte o Can.

Bizim hikâye arkadaşlıkla başladı. Bir gün Ekin denen fenomen yüzünden sinir krizi geçirirken Can beni toparlayıp başka şehre gezmeye götürmüştü. Bütün yol boyunca “onun eski sevgilisi – benim Ekin’i çözme çabalarım” şeklinde bir terapi seansı yaşadık. Gün sonunda eve bırakırken bir cümleyle aklımı duvara çarptı:
Farkında mısın? Ekin seni bugün hiç aramadı, mesaj bile atmadı.”Bitti. O gün Ekin defterini kapattım. Adam beni ilişkimden mezun etti resmen.

Can’ın maddi tarafını anlatmam bile uzun sürer. Üç farklı araba, motor, ATV, jetski, tekne, ev… Yani hayvan gibi envanter var.
Bu yüzden uzak duruyordum zaten. “Parasına konmak isteyen kız” kategorisine girmek istemiyorum. Ama nasıl oldu bilmiyorum, bir şekilde beni ikna etti. Sevgili olduğumuz an ise şunu anladım:
Bu adam sadece maddi değil, gönül olarak da çok zenginmiş.

Bir dediğim iki olmuyor, sürekli şehir dışına çıkıyor, hep beraber geziyor vakit geçiriyorduk.. Bana inanılmaz değer veriyordu.
Bir avuç çekirdek mi yedim? Ertesi gün kapımda bir kilo çekirdek.
Akşam gelemiyor mu? Beş dakikalığına uğrar, elini kolunu doldurmuş şekilde kapımda olurdu. Bir gün market alışverişimi yapmak istedi. sırf dört katlı tuvalet kağıdı istediğim için gezmediği market kalmadı. bunu da videolarla bana belgeledi. burada da yok!!

Her yaptığından haberim olurdu; video, fotoğraf, arama…
Gerçekten bir kadın nasıl mutlu edilir çok iyi biliyordu.
Amaaa… tabii eksisi de var: Tek başıma veya arkadaşlarımla dışarı çıkmamı pek istemiyordu. Dışarı çıkacak olsam “iş yerine gel” diyordu, mesai bitiminde de alıp gezdiriyordu. Gün içinde yanında değilsem sürekli görüntülü aramalar, mesajlar…
Kısacası, GPS’e gerek yok; Can zaten benim konumumu kendi içinde yaşıyordu.



İlişkimiz dolu dolu bir ay sürdü.
Taaaa ki… aileler işin içine girene kadar.
Sürekli beraber olunca aileler öğrendi. İlk başta sorun yoktu ama bir gün kendimi Can’ın abisi ve yengesiyle karşı karşıya buldum.
Gün sonunda yengesi beni kenara çekip:
“Can’ın evlenmesini istiyoruz.” dedi.
Ben “yok ben istemiyorum” dedim, o da “tanıdıkça isteyeceksin”dedi.
Keşke tanıdıkça “kaçmak isteyeceksin” deseydi daha dürüst olurdu.

Tabii onların bilmediği bir gerçek vardı:
Benim evlilik fobim.
O gün o kadar gerildim ki…
Sonra Can’da da önceden görüp görmezden geldiğim şeyler daha görünür oldu. O da bunu hissetti.

Ve bir gün mesaj attı:
“Ailem başkasıyla evlenmemi istiyor.”
Şok. Donma. Hata ver.
Can gibi birinden böyle basit, klişe bir cümle duymak yaşadığımız o koca güzelliğe resmen gölge düşürdü.
Bunu ona açık açık söyledim:
Ben basitliği ve basit insanları sevmiyorum.

Ayrıldıktan sonra bir iki defa geri dönmeye çalıştı ama o eski değer artık yoktu.
Ailesi beni çok sevmişti, hediyeler bile göndermişlerdi. Belki bu yüzden baskı gördü, belki utandı, bilmiyorum.

Ama şunu net söyleyebilirim:
Geri dönmesini istemedim.
Basitlikler basit insanlar bana göre değil.
Yine de bugün geriye baktığımda onun hakkında kötü konuşamıyorum.
Çünkü o bir ay bana gerçekten şifa gibi geldi.
Can hayatıma iyi ki girdi.

Bu arada kendime yeni bir mail adresi açtım.
Yorumlarınızı, eleştirilerinizi ve kendi aşk hikayelerinizi de paylaşabilirsiniz:
asiyazbikose@outloo.com

Bir sonraki “eski aşk”ta görüşmek üzere 😌💋

Önerilen Yazılar

Article Image

TUT (MA) ZAMANI


favorite 6 visibility 15 bookmark
Article Image

Hüzün coşkusu


favorite 1 visibility 7 bookmark
Article Image

Yazbiköşe'de Seni neler Bekliyor?


favorite 0 visibility 2 bookmark
Article Image

RAHMİ’NİN YOLU


favorite 1 visibility 3 bookmark

Yorumlar